Rönesans Holding’in üniversite öğrencilerine sürdürülebilirlik kültürünü kazandırmak gayesiyle 2015’ten bu yana düzenlediği “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışının bu yılki kazananları muhakkak oldu. “Trend Topic: Sürdürülebilirlik” webinarı kapsamında gerçekleşen merasimde 10 farklı kategoride proje mükafata layık görüldü. Webinar kapsamında alanında uzman şahıslar ve toplumsal teşebbüsçüler ufuk açan konuşmalar da yaptı.
Mühendislik, gayrimenkul, sıhhat, güç ve petrokimya alanındaki yatırımlarıyla 28 ülkede 75 bin bireye istihdam sağlayan Rönesans Holding, gelecek kuşakların daha sağlıklı ve etraf dostu yapılarda hayat sürmesi vizyonuyla bu yıl “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışının 7’ncisini düzenledi. Geleceğin mimar, mühendis ve kent planlamacısı adaylarının iştirakiyle gerçekleşen yarışın bu yılki konsepti “Pandemi ile Değişen Hayat Alanları” olarak belirlendi. Türkiye genelindeki 60’tan fazla üniversiteden 649 öğrencinin katıldığı müsabakada 10 kategoride ödül verildi.
Rönesans Holding, bugüne kadar sürdürülebilirlik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla üniversitelerde düzenlediği seminerlerde 100 binden fazla gence ulaştı.
Yarışmanın finalinde gerçekleştirilen Trend Topic: Sürdürülebilirlik isimli webinara katılan her kişi ismine ise TEMA Vakfı’na fidan bağışında bulunuldu.
Webinarda, Next Academy Kurucusu ve Akademisyen Levent Erden ve Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır ilham veren sohbetleriyle geleceğin mimar, mühendis ve kent planlamacısı adayları için ufuk açıcı konuşmalar yaptı. Türkiye toplumunun genel ortalamasının gelecek denildiğinde önümüzdeki 10 yılı, gençlerin ise yalnızca 3 yılı düşündüğünün altının çizildiği sohbette, etraf için yapılacak çalışmaların sonucunu 10 yılda görmenin mümkün olmadığı vurgulandı. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile ortaya konan 2050 sera gazında sıfır salınım amacı örneği verilerek planlamaların şimdiden önümüzdeki 30-50 yılı kapsaması gerektiği belirtildi. Ayrıyeten sürdürülebilirliğin hava, su, toprak bağlantısından öte bir toplumsal iyilik konusu olduğu vurgulandı. Karbonun yalnızca kolay bir ayak izi olmadığı ve herkesin karbon hassas bir yaşama geçme mecburiliği bulunduğuna dikkat çekildi.
Konuşmanın sonunda Erden ve Ağırdır, genç arkadaşlara, yalnızca en düzgün bildikleri şeylere takılı kalmak yerine farklılıklara açık olup onlarla işbirliği içinde olmalarını önerdi.
Koçan: “Gençler kendi yollarını kendileri çizecektir.”
Doğayla ve bulunduğu coğrafyayla uyumlu mimarisiyle farklılaşan Baksı Müzesi hakkında keyifli anlatımıyla izleyicileri bilgilendiren Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ise gençlere sürdürülebilirlik kapsamında farklı bakış açıları sunarak “Baksı, her insanın buluşacağı bir kültür doruğudur. İnsanların farklılığına, biricikliğine hepimiz ihtimam göstermeliyiz. Siz özgün bir şey üretirseniz ve bunda ısrarlı olursanız merkezde ve başarılı olabilirsiniz. Bir kültürün gerisinde tarih, coğrafya ve çağ vardır. Biz Baksı’da gelenekleri yan yana getirdik, coğrafyanın bilgilerine dikkat çektik, çağın mimarine ahenk sağladık. Bayanın üretime katılması doğuda 12, batıda ise 50 civarında. 12 olan bu oranı artırmalıyız. O yüzden biz bayan ve çocukları her vakit öncelik olarak görüyoruz. Her sene atölyelerimizde etraf vilayetlerdeki çocukları toplayıp onlara burslar veriyoruz. Baksı bize insanın çok derin bir varlık olduğunu öğretti. İnsanlara kendisini temsil etme imkânı sunmamız gerekiyor. Gençler kendi yollarını kendileri çizecektir. Bayan ise hatırlayan, sağlam, sürdürülebilirliği olan ve yeniliğe açıktır, bayan gelecek umududur” dedi.
Koçan: “Sürdürülebilirlik genç bir çocukla dedenin el sıkışmasıdır”
Yaşam, sürdürülebilirlik bir canlılıktır, güçtür diyerek kelamlarına devam eden Koçan; “Geçmişten gelip geleceğe giden bir öykümüz var bu nedenle geçmiş ve geleceği birbirine bağlamamız gerekiyor. Gelecek, sevgiyle üretilen bir şeydir. Yaşama sevinciniz varsa barışı, irtibatı, farklı insanların zenginliğini arıyorsunuz. Yaşama gelecek umuduyla bakılması gerektiğine inanıyorum. Sürdürülebilirlik bir üretimdir, olmayan bir şeyi sürdüremezsiniz. Geçmişi hatırlayacağız ve özleyeceğiz. Geleceğimiz için ise adanmışlık hissine, masumiyete, vicdana ve yaşama sevincine gereksinimimiz var. Kısaca sürdürülebilirlik genç bir çocukla dedenin el sıkışmasıdır” biçiminde kelamlarını sonlandırdı.
Help Steps kurucusu Beğenilen Venedik, Tarla.io kurucusu Kerem Erikçi ve ZOOP Shared Mini-Mobility kurucusu Kerem Odabaşı’nın iştirakiyle gerçekleşen panelde ise toplumsal girişimcilik konusu ele alındı. Teşebbüslerin sürdürülebilir olması, sponsor dayanağı bulunması ve sürdürülebilir gelir modelinin oluşturulması hususlarına yönelik paylaşımlar yapıldı.
Birbirinden bedelli heyet üyeleri yenilikçi fikirleri değerlendirirken zorlandı
Jüri, doğal kaynakların verimli kullanılması, etrafa saygılı ve sürdürülebilir olması ve toplumsal girişimciliği öne çıkarması kriterlerine nazaran projeleri kıymetlendirdi. Heyet üyeleri, öğrencilerin yenilikçi bir sürdürülebilir bakış açısıyla oluşturduğu projeleri değerlendirirken zorlandıkları belirtildi. Yüzlerce öğrencinin, 350 proje takımıyla yarışa katıldığına dikkat çekilirken, ön eleme sonucu 32 projenin finale kaldığı ve 10 projenin ödül almaya hak kazandığı açıklandı. Heyetin yaptığı kıymetlendirme sonucunda mükafata layık görülenler ise şöyle:
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
